Medeni Kanunun 202.-218. Maddeleri arasında mal rejimleriyle ilgili genel hükümler düzenlenmiş, kanunda öngörülen seçimlik mal rejimleriyse; maş ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı olarak belirlenmiştir. 1 Ocak 2002 yürürlük tarihli 4721 sayılı Medeni Kanunda eşler arasındaki yasal mal rejimi, “edinilmiş mallara katılma rejimi” olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla 1 Ocak 2002 tarihinden sonra evlenen eşler, sözleşme ile seçimlik mal rejimlerinden birisini seçmemiş ise yasa gereği evlenmeyle birlikte, edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanmaktadır. 1 Ocak 2002 tarihinden önce evlenmiş çiftler ise, yasanın yürürlük tarihinden itibaren bir sene içerisinde seçimlik mal rejimlerinden birisini seçmedikleri takdirde, bu tarih itibariyle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılmaktadırlar. Edinilmiş mallara katılma rejiminin temel gerekçesi, mal ayrılığı rejiminin evlilik birliğinde kadın aleyhine işlemiş olmasıdır oysa edinilmiş mallara katılma rejimi, evlilik süresince edinilmiş mallarda diğer eşin de doğrudan veya dolaylı yoldan emeğinin, katkısının bulunduğu bu sebeple tasfiye aşamasında bu durumun değerlendirilmesi gerektiği anlayışına dayanmaktadır. Bu suretle edinilmiş mal rejiminde eşlerin kişisel malları ve edinilmiş malları olmak üzere iki tür malları olduğu kabul edilerek edinilmiş malın iki eşin ortak katkısıyla edinildiği kabul edilmekte, tasfiye aşamasında her iki eş de bu edinilmiş maldan yararlanabilmektedir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin temel prensibine paralel olarak kabul edilen edinilmiş mal karinesine göre; bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye dek edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla eşler, kendi kişisel malı olduğu iddiasında bulunduğu takdirde bu iddialarını ispatlamak durumunda kalacak, ispatlayamadığı takdirde bu malın edinilmiş mal olduğu kabul edilecektir. Buna ek olarak paylı mülkiyet karinesine göre de eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mal, eşlerin paylı mülkiyetinde sayılmaktadır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Sona Ermesi
Edinilmiş mallara katılma rejimini sona erdiren haller; eşlerden birinin ölümü, başka bir mal rejiminin kabulü, mahkemece mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi ve mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine karar verilmesi olarak sıralanabilir.
Esas önem arz eden ve eşler arasında anlaşmazlığa sebep olabilen durum, boşanma neticesinde eşler arasında görülen mal rejimi tasfiyesi davalarında görülmekte; eşler dava konusu edilen malın kişisel malları olduğu, edinilmiş mal olmadığı iddiasında bulunabilmektedir.
Mahkemece eşlerin boşanmalarına karar verilmiş ise, mal rejiminin sona erme anı, boşanma davasının açıldığı tarih olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla taraflardan birisi boşanma davası açtığı anda edinilmiş mallara katılma rejimi sona ermekte, karar kesinleşinceye kadar geçen süreçte tarafların edinmiş oldukları mallar, mal rejimi tasfiyesinde edinilmiş mallar içerisinde yer almamaktadır. Bu hükmün sebebi ise, boşanmaya karar vermek ve davayı açmış olmakla eşlerin genellikle ayrı evlerde yaşamaya başlamış olması ve boşanma davalarının çok uzun seneler sürebiliyor olması karşısında, eşlerin artık bu süreçte edindikleri mallarda birbirlerinin bir katkısının bulunamayacağını kabul gören anlayışla ilişkilidir.
Yönetim, Yararlanma ve Tasarruf
Medeni Kanundaki düzenleme ile her eşin, yasadaki sınırlamalar içerisinde kişisel mallarını ve edinilmiş mallarını yönetme, bunlardan yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkı bulunmaktadır. Bu itibarla eşlerin edinilmiş bir mal oluşturma yükümlülüğünün de bulunmadığı sonucu çıkmaktadır. Bu durumun yaratabileceği haksızlık ise, eşlerden birisinin mal varlığını daha idareli yönetmesi ve böylece edinilmiş mal oluşturması, artırması karşısında diğer eşin daha sorumsuz davranması sonucunda daha az birikim yapması ve böylece de edinilmiş mal oluşturmamış olması; tasfiye anında edinilmiş malların oluşmasında bir çaba sarf etmemiş olan eşin de yararlanacak olmasıdır. Zira tasfiye anında edinilmiş malı bulunmayan eş, diğer eşin edinilmiş malında hak sahibi olacaktır. Fakat ilgili rejim, evlilik birliğinde eşlerin her halükarda birbirlerinin edinilmiş mallarında dolaylı yoldan da olsa bir katkısının bulunduğu prensibine dayandığından, ortaya çıkabilecek bu haksızlığı bertaraf etmektedir.
Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluk
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden her biri kendi borçlarından; kişisel ve edinilmiş mallarıyla birlikte sorumludur. Bu düzenleme gereği üçüncü kişi alacaklı, eşlerden birinin borcu nedeniyle, borçlu eşin kişisel ve edinilmiş mallarını haczettirebilir, iflasını isteyebilmektedir. Bu durum da sorumsuz davranarak diğer eşin bilgisi ve onayı dışında borçlanan eş karşısında, borçtan haberdar olmayan eşin mağdur edilmesine sebebiyet verebilmektedir.