Ceza Davalarında Suça Teşebbüs ve Etkin Pişmanlık

ceza davasında etkin pişmanlık

Gönüllü Vazgeçme ve Etkin Pişmanlık

Suç yolu beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; düşünce aşaması, hazırlık aşaması, icra hareketleri aşaması, tamamlama aşaması ve sona erme aşamasıdır. Örneğin fail, hırsızlık yapmaya karar verdiğinde düşünce aşaması gerçekleşmiş olmakta, bu suçu işlemek için araç temin ettiğinde hazırlık aşaması gerçekleşmiş olmaktadır. Hırsızlık yapacağı eve girmesi ise icra hareketleri aşamasıdır. Failin çaldığı malı alıp evden uzaklaşmasıyla da suç tamamlanmış ve sona ermiş olmaktadır.

Suça teşebbüste fail icra hareketlerine başlamış olmasına rağmen elinde olmayan sebeplerle neticeyi gerçekleştirememektedir. Teşebbüsten söz edebilmek için failin kastının da bulunması gerekmektedir. O suçun meydana gelmesi için kanunda özel kast aranmışsa, teşebbüs hali için de o özel kastın var olması gerekecektir. Bununla beraber; taksirle işlenen suçlarda ve neticesi sebebiyle ağırlaşan suçlar bakımından teşebbüs söz konusu olmamaktadır.

Teşebbüs, icra hareketi aşamasının failin elinde olmayan bir sebeple kesilmesi sonucunda meydana geldiğinden; fail, kendi iradesiyle icra hareketlerini kestiğinde artık suça teşebbüsten cezalandırılmayacak, gönüllü vazgeçme hükümleri uygulanacaktır.

Gönüllü Vazgeçmede fail, işlemeyi düşündüğü bir suçun icra hareketlerine başladıktan sonra icra hareketlerini tamamlamaktan kendi iradesiyle vazgeçmekte veya icra hareketleri tamamlanmışsa neticenin meydana gelmesini başka bir deyişle zararın doğmasını kendi çabasıyla önlemektedir. Burada failin çabası ciddi ve neticenin meydana gelmesini önlemeye elverişli olmalıdır. Fail, neticenin meydana gelmemesi için çaba göstermiş fakat bunu başaramamış yani netice meydana gelmişse, gönüllü vazgeçmeden yararlanamamaktadır.  Kişisel cezasızlık nedeni olan gönüllü vazgeçme, iştirak halinde işlenen suçlarda yalnızca kendisinde bu neden bulunan fail bakımından cezasızlık sonucunu doğurmaktadır.

Fail, gönüllü vazgeçtiği suçtan artık cezalandırılmayacaksa da icra hareketlerini sonlandırdığı ana kadar olan eylemleri bir suç teşkil ediyorsa, bu suç için cezalandırılacaktır.

Etkin pişmanlıkta ise teşebbüs ve gönüllü vazgeçmeden farklı olarak suç artık tamamlanmıştır. Fail burada icra hareketlerine başladığı suçu tamamladıktan yani suç oluştuktan sonra pişman olarak ilgili suçun meydana getirdiği zararı en aza indirmeye çalışır. Etkin pişmanlık halinde suçun niteliğine göre faile verilecek cezada indirim uygulanabildiği gibi ceza verilmesine yer olmadığına da karar verilebilir. Etkin pişmanlık iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki, yargılama sırasında failin suça yardım edenlerin, azmettirenlerin, faillerin ortaya çıkması için etkin çaba sarf ederek ceza adaletine yardımcı olmasıdır. İkinci durumda ise fail, mağdurun uğradığı zararı gidermek suretiyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmektedir.

Etkin pişmanlık, tamamlanmamış suçlarda uygulanan gönüllü vazgeçmenin, tamamlanmış suçlardaki görünüm şekli olarak kabul edilebilir. Gönüllü vazgeçme tüm suçlar için uygulanan bir cezasızlık nedeni iken etkin pişmanlık yalnızca kanunda sayılan belirli suçlar için uygulanabilen bir indirim sebebidir.

 

Anılan bu uygulamalar yargılama esnasında uygulanırken suçun tamamlanıp tamamlanmadığı, icra hareketlerinin sanığın kendi iradesiyle mi başka bir baskı unsuru neticesinde mi kesildiği gibi hususlar titizlikle değerlendirilmektedir.

Örneğin Yargıtay kararında; Somut olayda sanığın “çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu”nu tamamlamasına engel olabilecek tek husus mağdurenin aşılabilir mukavemeti olduğunu kabul ile, suçun tamamlanmasının sanığın kendi iradesiyle gerçekleştirdiği kabul edilmiş, bu sebeple bu suça teşebbüsten değil, o ana kadar olan eylemlerinin oluşturduğu bir başka suç olan çocuğun basit cinsel istismarı suçundan cezalandırılmasına karar verilmiştir.

 

Yine bir Yargıtay kararında; sanığın hırsızlık amacıyla girdiği evde, ev sahiplerinin uyanarak telefonla yardım isteme kalkışmalarının ardından sanığın evden çıkması olayında, sanığın icra hareketlerine kendi iradesiyle son vermemiş de bir baskıyla karşılaşınca eylemlerini tamamlayamamış olduğu kabul edilmiş, bu sebeple gönüllü vazgeçme hükümlerinin uygulanamayacağına karar verilmiştir.

Bir başka Yargıtay kararında da; Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu işleyen sanığın, soruşturmaya başlanmadan önce mağdurların şahsına zarar vermeden ikametlerine getirerek güvenli yerde serbest bıraktığı olayda, suç tamamlandıktan sonraki zararı azaltmaya yönelik sanığın bu eylemleri, etkin pişmanlık hükümleri kapsamında değerlendirilmiştir.

Kategori : İzmir Avukat